
23 Aralık 2009 Çarşamba
KATALAN AÇILIMI

16 Aralık 2009 Çarşamba
ADEUS Küçük Dev Adam

13 Aralık 2009 Pazar
Olmazsa olmaz



10 Aralık 2009 Perşembe
9 Aralık 2009 Çarşamba
Kara Kartal Düştü

5 Aralık 2009 Cumartesi
Premier Ligin En İyi 10 Yabancısı

Bütün dünya artık Premier Ligin dünyanın en iyi ligi oldğunu kabul ediyor. Zaten ligin dünyada en çok ülkede yayınlanan lig olması,maddi değeri,oynana futbolun kalitesi ve oyuncularıyla bunu fazlasıyla kanıtlıyor. 1992 yılında kurulduktan sonra Premier ligi bu noktaya getiren bir çok faktör var. Bu faktörlerden bir tanesi de bu ligde oynayan yabancı futbolcular. 17 yıl boyunca Premier lige gelmiş en iyi 10 yabancı futbolcu:






5-Cristiano RONALDO
Brezilyalı mı yoksa Portekizli mi ? Hangi Ronaldo'nun daha iyi olduğu tartışıla dursun. 30 yıl boyunca George Best'i arayan ManU taraftarı Cristiano'nun 18 yaşında adaya ayak basmasından sonra kendilerini neye adayacaklarının cevabını bulmuşlardı. 2008 yılında bir sezonda 40 tan fazla gol atarak onların saygısını haketmişti.94 milyon euro ya Real'e satılmadan önce ManU'nun kazandığı bütün kupalarda hep başroldeydi.

4- Gianfranco ZOLA
Sevimli, ufak italyan. Yaratıcılığı ve estetik golleri ile Premier lige başka bir hava katmıştı. Chelsea taraftarı tarafından Chelsea forması giyen en iyi yabancı seçildi. Mavilerin onunla kazandığı2 FA cup, 1 Lig kupası,1 Kupa galipleri kupası ve 1 Süper kupa şampiyonluklarında aslan payı Zola'nındı.

3- Thiery HENRY

2- Dennis BERGAMP

1- Eric CANTONA
30 Kasım 2009 Pazartesi
SKY TURK DEYİZ


Eğer dünya bir tiyatro oynuysa futbol bu oyunun başrolüdür. Ruhunu yeşil sahanın çimlerine gömen,altı pasın içinde şiirsel bir roman yazmaya çalışan bir blog tonischumacher. Futbolun güzelliğini anlatmaya çalışan, sadece günümüzle sınırlı kalmayıp
Bu satırlarla bizlere olan beğenilerini anlattılar. Teşekkürler Ali ECE,Teşekkürler İlker DURALI,
TEŞEKKÜRLER TOTAL FUTBOL


26 Kasım 2009 Perşembe
Trabzonspor Manchester mı ?


Trabzonspor Kasımpaşa maçında aldığı yenilgiden sonra Hugo BROOS ile yollarını ayırdı.Son 27 yılda bir türlü gelmeyen şampiyonluk Trabzon halkını iyiden iyiye germiş durumda. Hafta içinde Trabzon camiasının önde gelenlerinden HACISALİHOĞLU verdiği demeçte Şenol GÜNEŞ'in Trabzonspor'un Alex FERGUSON'u olması gerektiğini söylemişti. Şenol GÜNEŞ yakın tarihte bu ülkenin çıkardığı 3 marka teknik direktörden biri. Milli takımımızı dünya kupası üçüncüsü yapmış bir hoca. Şenol GÜNEŞ'te Ferguson olma potansiyeli vardır veya yoktur. Bu konuda herkesin bir fikri vardır. Peki acaba Trabzon Manchester olabilir mi onu sormak lazım.



24 Kasım 2009 Salı
Dünya Kupalarının Unutulmaz Beş Anı




3- 2006 Dünya kupası final maçı Zidane için kariyerinin jübile maçıydı. Bu son maçında da kupayı alarak veda etmek istiyordu yeşil sahalara. Ancak maçtan bir gece önce rüyasında kupayla değil de Cüneyt Arkın misali bir hareketle futbol tarihine geçeceğini görse herhalde kendisi de inanmazdı gördüğüne. Materazzi ile aralarında geçen konuşmanın konusunun bugün bile hala gizemini koruduğu bir diyalogtan sonra 1998 dünya kupası finalinde Brezilya'ya attığı kafa golüne benzeyen bir kafayıda Materzzi'nin göğsüne indirerek Materazzi'nin artistik düşüşünün başlangıç noktasını oluşturmuştu. Gördüğü kırmızı kartın ardıdan soyunma odasına giderken yanından geçtiği dünya kupasına hüzünlü bir veda busesi dokundurmak istemişti.


22 Kasım 2009 Pazar
Rekorlar Sezonu



16 Kasım 2009 Pazartesi
İzinden Gitmek


Bir baba oğlunu götürmüş maça ve arbedenin içinde kalmışlar. O psikolji içinde, o çocuğa spor sevgisini nasıl aşılayabiliriz bndan sonra ? Veya sporun dostluk,barış ve kardeşlik olduğu konusunda nasıl ikna edebiliriz? Maalesef gerekli tedbirler alınmadığı sürece bunlar ya da daha kötüleri yaşanmaya devam edecektir. Olaylardan sonra yönetilerin demeçleri de ilginçtir. Fb den özür dilemeyeceklerini açıklıyorlar. Sebep olarakta Fb'nin kendilerinden özür dilememesini gösteriyorlar. İşte bu tarz açıklamalar dar zihniyetli taraftarları bu hale getiriyor. Zaten Fb den özür dilemeyin. Ama Türk halkından ve Türk basketbolundan özür dileyin. Demeçlerinizle hem iki kulüp arasındaki ebedi dostluğu zedeliyorsunuz hemde bu tür olaylara göz yummuş oluyorsunuz. Pazar günkü maçta çıkan olayları tüm Gs taraftarlarına mal edilemez. Bu çıbanlar her camiada var.
8 Kasım 2009 Pazar
Hepimize Kapak Olsun

6 Kasım 2009 Cuma
İSTEMEK

5 Kasım 2009 Perşembe
4-4-2 deyiz

Teşekürler....
Bu ayki 4-4-2 dergisinde blog köşesinde kendi blogumu görmek beni gerçekten çok mutlu etti. Bana dergide yer vererek yaptıklarımın beğenildiğini ve takdir edildiğini gösterdiler. Türkiye'nin en önemli futbol dergisinde olmak gurur verici. Futbolun felsefini anlamak ve anlatmak,bunun hayat memat meselesinden daha önemli bir şey olduğunu bilerek ama sonuçta sporun dostluk barış ve kardeşlik olduğunu anlatmak her zaman prensibim olacaktır. Onların ve spor dünyasının her zaman bu beğenisine layık olmaya çalışacağım. Teşekkürler 4-4-2.
2 Kasım 2009 Pazartesi
GELENEK

31 Ekim 2009 Cumartesi
Arsenalbahçe-Tottenhamsaray

Ülkemizde yaşanan FB-GS rekabetinin de perspektifi Premier ligde Arsenal-Tottenham arasında yaşanmakta. FB ve GS gibi aynı şehrin, Londra'nın iki takımı olan Arsenal ve Tottenham'ın ezeli rekabeti tüm futbol sevdalıları tarafından bilinir. İstanbul ve Londra derbileri arasında Tarihçe,sosyolojik kültür,fiziksel etkenler arasında mutlaka farklılıklar vardır. Ama bazı benzer taraflarda yok değil. Nasıl FB GS'a karşı 10 yıldır Kadıköy'de kaybetmiyorsa Arsenal de ezeli rakibine karşı hem içerde hemde dışarıda 10 yıldır yenilmiyor. Bu gün oynanan maçta da Topçular v.Persie (2) ve Fabregas'ın golleri ile sahadan 3-0 galip ayrıldılar. İster psikolojik deyin ister fizyolojik, mantıklı bir açıklaması olsa da olmasa da futbolda bazı sonuçlar gelenek haline gelmekte. Tıpkı GS oyuncuların FB karşısında ayaklarına pranga vurulmuşçasına oynayamamalarının aynısını Tottenhamlı oyuncular sergiledi. Maçın başlarında yakaladıkları 1 pozisyon haricinde Arsenal kalesine dahi gidemediler. Arsen WENGER ezeli rakiplerinin 12 önünde olduklarını söylemiş. Görünen o ki pek de haksız değil. Eğer Tottenham kendine bir Alex FERGUSON bulamazsa bu fark kapanacak gibi durmuyor.
27 Ekim 2009 Salı
85 Km- 75 Km

20 Ekim 2009 Salı
SÖZ SAVUNMANIN
P.S: Liste istatistiki bilgilerle değil oyuncuların değerleri ve değer kattıklarıyla oluşturulmuştur.
1- Roberto CARLOS

Gelmiş geçmiş en iyi sol beklerden biridir. 1990 da Palmeiras ta başlayan kariyeri 1996 da İnter e transfer olmasıyla devam etti. Ancak İnter de aradığını bulamadı ve 1 yıl sonra efsane olacağı Real Madrid e gitti. 11 Yıl aralıksız forma giydi. Teneriffe'e sıfırdan attığı gol matematikçiler tarafından imkansız olarak nitelendirildi.Real de 4 lig,3 süper kupa,3 şampiyonlar ligi,1 UEFA Süper kupası,2 kıtalararası kupa şampiyonluğu yaşadı. Milli formayla ise 1 Dünya şampiyonluğunun yanında 2 de Copa Amerika şampiyonluğu tattı. Fizik kurallarına aykırı şutları, hücuma verdiği destekle hafızalara kazındı.
2- Carles PUYOL
1899 da Barcelona yı kuran Carles PUYOL'un aklına gelir miydi acaba kendisinden 100 yıl sonra yine Carles Puyol Barcelona tarihine damga vuracağı. 2. Carles PUYOL 17 yaşında barcelona ya geldiğinde antrenör takımı karşısına alır ve sorar;
- Savunmada oynayanlar bir adım öne çıksın.
Puyol öne çıkar. Antrenör daha sonra orta sahada oynayanların öne çıkmasını ister yine Puyol öne çıkar. Son olarak hoca forvet oynayanların bir adım ileriye çıkmasını ister. Puyol yine öne çıkınca antrenör dayanamaz ve Puyol a tam olarak nerede oynadığını sorar. Puyol un verdiği cevap tam bir ders niteliğindedir.
İşte bu duygudur 6 attıkları Madrid maçında binlerce madritistanın önünde krala isyan edercesine katalan bayrağı şeklindeki kaptanlık pazı bandını öptüren. 1999 yılında Van GAAL onu A takıma aldı. 2002 de UEFA tarafından yılın en iyi sağ beki seçildi. 2003 yılından bu yana Barça nın kaptanlığını yapmaktadır. 2006 yılında şampiyonlar ligini kazanmış 2009 da da hem şampiyonlar ligi hem lig şampiyonluğunu hem de kral kupasını kazanarak tarihi 3 lemeye imza atanlardan biri olmuştur.

26 Haziran 1968 doğumlu olan Maldini İtalya'da efsane olmuş futbolculardan biridir. Kariyerinin tamamını Milan'da geçirerek forma aşkının ne anlama geldiğini futbol dünyasına göstermiştir. Cesare Maldini'nin oğlu olan Paolo 1984 yılında henüz 16 yaşında Milan forması giymiş ve 2009 yılında futbolu bırakana kadar ararlıksız 25 yıl aynı formayı giyerek kırılması güç bir rekora imza atmıştır. Milan kulübü 3 numaralı formayı müzeye kaldırarak vefasını göstermiştir.( Sadece Maldini'nin oğullarından biri Milan forması giyerse 3 numaralı formaya sahip olabilecektir.) 41 Yaşına kadar futbol oynayarak ne kadar iyi bir profesyonel olduğunu göstermiştir. İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi finalinde 50.saniyede attığı golle Şampiyonlar Ligi'nin en erken golü rekorunu kırdı ama bu rekor Milan'ın kupayı almasına yetmedi. Dünyada yılın futbolcusu ödülünü alan ilk savunmacı olmuştur. Kariyerinde 7 Serie A , 5 Şampiyonlar ligi,4 Avrupa Süper kupası, 2 Kıtalararası kupa ve 1 de İtalya Süper kupa şampiyonlukları vardır.İstaikrar ve azmin adıdır AZZURİ.
4-Roland KOEMAN
5- Marcel DESAILLY

6- CAFU

Brezilya milli takımının en fazla forma giyen oyuncusu olan Cafu 7 Haziran 1970 te dünyaya gelmiştir. Gerçek adı Cafurunnna Mucact'tır. 1988 de Brezily'nın popüler kulüplerinden Sao Paolo da futbola başlamış, 5 sezonda 3 Libertodores kupası kazanarak 1995 te Real Zaragoza'ya transfer olmuştur. Burada 1 yıl oynayarak kupa galipleri kupasını kazanmıştır. 1996 de ise tekrar Brezilya'ya dönmüş ve Palmeiras'ta forma giymiştir. Avrupa defterini kapatmayan Cafu 1997 de çizmeye ayak basmış, sırtına Roma forması geçirmişti. Roma forması ile 6 yıl boyunca ter dökecek ve 1 Serie A şampiyonluğu yaşayacaktı.2003 te ise Milan'a transfer oldu ve futbolu Milan forması ile bıraktı. 2 Dünya kupası kazanan Cafurunnna 2004 te Pele tarafından açıklanan yaşayan en iyi 125 futbolcu listesine seçildi.
7-Paul BREITNER

Savaşın üzerinden ve Almanya'nın yıkılmasının üzerinden yanlızca 6 yıl geçmişti. Kendini yeniden kurmaya çalışan, faşist bir diktatörün bıraktığı kötü mirastan arınmak için çabalayan bir ülkede 1951 yılında dünyaya gözlerini açtı Breitner. B.Munich'teki başarılı futboluyla dikkatleri üzerine çekti. Facetti'nin öncülük ettiği modern bek anlayışını bir adım öteye taşıdı. Savunmadan çok hücumu düşünen bir sol bekti.1974 te Bayern ile şampiyon kulüpler kupasını kazandıktan sonraReal Madrid'e transfer oldu.1972 de avrupa şampiyonu 1974 te de dünya şampiyonu olan Almanya'nın kadrosunda yer aldı. İki dünya kupası finalinde de gol atan 4 futbolcdan biridir.
8-Alessandro NESTA

İtalya'nın en iyi oyuncusu olmak için 1976 da çizmeye ve dünyaya gözlerinin açmıştır Nesta. Çalım atma ve oyunu okuma olarak dünyanın en iyi defans oyuncusu olarak gösterilmektedir. Baresi onun için '' Benden daha iyi olmasa onu veliahtım olarak gösterirdim.'' demiştir. FIFA tarafından dünyanın en iyi savunmacısı ve en iyi 13. futbolcusu olarak gösterilmiştir. 1994 Yılından bu yana verilen yılın savunmacısı ödülünü son 9 yıldır Nesta kazanmaktadır. 2010 yılından itibaren ödülün adı Nesta'dan sonra gelen en iyi savunmacı olarak değişecektir. Bir maçta en çok kayarak top çalma rekoru ondadır. 2007 de Man. United ile oynanan maçta tam 48 kez topa yatarak müdahele etmiş ve hepsinde de topu almayı başarmıştır. 2006 da Dünya şampiyonluğunu, 2000 ve 2004 Serie A'yı,2003 ve 2007 de de hem şampiyonlar ligini hemde süper kupayı kazanmıştır.
9-Franz BECKENBAUER (Kaizer)

10- Franco BARESİ

8 Mayıs 1960 ta dünyaya geldi. Maldini onun rekorunu kırmadan önce 20 yılla Milan formasını en çok giyen futbolcuydu. 6 Kez Serie A şampiyonluğu 3 kez de avrupa şampiyonluğu yaşadı. 6 Numaralı forması Milan tarafından emekliye ayrıldı.1982 yılındaki dünya kupası kadrosuna alınsa da hiç forma giymedi. 1986 da ise kadroya alınmamıştı. Son olarak 1994 yılındaki dünya kupası finalinde sahaya kaptan olarak çıkmış ama Brezilya'ya penaltılarla boyum eğerek yine altın kupayı kazanamaımıştı. Yine de oyuun stili ile dünya futbolna ismini yazdırmış bir oyuncuydu. O yıllarda Baresisiz bir Milan yada İtalya düşünülemezdi.