26 Kasım 2011 Cumartesi

Donma Derecesi (0)



Dün akşam dondurucu soğuğa rağmen Fb'li taraftarlar takımlarını yalnız bırakmamış ve kendileri için ayrılan tribünleri doldurmuşlardı. Geçen hafta gelen Eskişehir galibiyeti futbol adına umut vermemesine rağmen takımlarının zorlu Ankara deplasmanında kendine geleceğini ve iyi futbol oynayarak İstanbul'a üç puanla döneceğini düşünüyorlardı.Fakat ne yazık ki onlar gibi Fb li oyuncularda Ankara soğuğunda dondu kaldı.
   Fb li oyuncular onların bu ümitlerini boşa çıkardı. Her geçen hafta Fb nin futbolunda dikey bir düşüş olduğu gerçek. Her hafta toparlanır diye düşündüğümüz oyuncular giderek daha da düşük performans sergiliyorlar. Futbolcuların performansında ki düşüş bir yere kadar makul karşılanabilir ama maalesef Aykut Hoca da da performans düşüklüğü söz konusu. Fb'nin önündeki en temel sorun son haftalar itibari ile hem kendilerini geçen yıl şampiyon yapan, hem de sezona iyi başlamalarına sebep olan her şeyi ispatlama mücadelesinden yoksun bir ruh halinde olmaları. Sahada görünen şu ki sanki oyuncular da bir şeylerden vazgeçmiş durumda.

Sahada Yobo,Bilica,Volkan ve  Ziegler dışında görevini yapmaya çalışan (yapan demiyorum), oyuncu yoktu. Alex son haftalarda yavaş yavaş formundan uzaklaşıyor. Olabilir. O zaman da Aykut Hoca kendisini oyundan alacak. Caner son haftalarda Özer de geldiğinden beri kahraman olma hevesinde. İkisi de takım oyunu oynamaktan oldukça uzak. Hele Özer geldiği günden kendisinden hep patlama beklendi ama maalesef o beklenen patlamayı hiç bir zaman yapamayacakmış gibi. Bence Sezer'in de Fb deki geleceğine mani olmaya başladı. Bir de Stoch sorunu var takımda . Evet bir sorun. Çünkü bu kadar formsuz oyuncu varken(Özer,son haftalarda Caner,Alex) ve sakat Dia varken  Stoch oynamayacaksa ne zaman oynayacak merak ediyorum. Takımın 80 dakika top oynamadığı bir maçta son on dakika onu oyuna sokmak hem ona hem taraftara hem de takıma yazık.Fb'yi haftaya oynayacağı Ankaragücü maçından sonra art arda Gs,Bursa ve Ts maçları bekliyor. Eğer oyunculardaki bu fiziki ve ruhsal yetersizlik devam ederse Fb bu üç maçtan maksimum 2 puan çıkartabilir.

3 Temmuz dan bu yana kulüpte omuzlarına en fazla yük binen kişi Aykut Hoca oldu.O da bu camianın hem teknik direktörü hem başkanı hem yöneticisi yani her şeyi oldu ve elinden geldiğince üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Ama artık yönetimin kış uykusundan uyanma zamanı geldi de çoktan geçti. Yönetimin işinin başına geçip Aykut Hoca'nın asli görevine dönmesini,beynini sadece futbol takımına,rakiplere,transferle odaklanmasını sağlaması lazım.Yönetim Uyuma Aykut KOCAMAN'a sahip çık.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Benim Kura'm


Malum. Biz bir fiyaskoya daha imza atarak Euro 2012 yi evimizden seyretme şansına eriştik. Artık herhalde bu evimize gelen şansı da tepmeyiz.
Bugün 2 Aralık ta yapılacak kura çekiminde ülkelerin hangi torbalarda yer alacakları belli oldu. 2 Aralık gelmeden ben tahmini grupları paylaşmak istedim.

A GRUBU          B GRUBU             C GRUBU            D GRUBU

Ukrayna              İspanya                  Polonya                  Hollanda
Rusya                 İngiltere                 Almanya                 Hırvatistan
Portekiz              Yunanistan             İsveç                       İtalya
Danimarka            İrlanda                  Fransa                     Çek Cum.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Sadece Bılic'in İntikamı Mı ?



Kuralar çekildiği zaman Hırvat teknik adam Bilic'in ''Üç yıldır bugünü bekliyorduk. İntikam zamanı .'' sözleri basınımıza yansımıştı. Dah sonra maç günü yaklaştıkça Bilic tansiyonu yükseltmemek adına bunun bir intikam maçı olmadığını üzerine basa basa vurguluyordu. Ancak bir gerçek vardı ki bu hırvatlar için düpedüz intikam maçıydı. Haksız da sayılmazlardı. Eğer onların yerinde biz olsaydık biz de bu maça intikam maçı olarak bakacaktık.
Bence Bilic ve Hırvatlar dışında bir intikam durumu daha vardı. O da Hiddink'in intikamı. Bilinçli olarak olmasa bile Hiddink yıllar önce Avrupa şampiyonu cv si ile geldiği Fb'den gönderilmesinin inkamını bu şekilde biz Türklerden almış oldu. Sürekli duygularıyla hareket eden, hiç bir zaman mantığı ile hareket edemeyen Türkleri mantık çerçevesine hapsedip,duygudan yoksun bir şekilde oynatmaya çalışarak bize son 15 yılın en kötü futbolunu oynattı.(sonuçları değil,sahada oynanan futbolu kastediyorum) Bilic'in üç senede biriktirdiğini Hiddink 20 sene biriktirmiş demekki. Daha önce çalıştırdığı takımlarda sürekli başarı sağlayan bir teknik direktörün bizle başarısız olması çok enteresan.Hiddink bunu bilinçli bir şekilde yapmıştır diyerek sığ bir düşünceye sahip değilim. Bunun Hiddink'in bilinçaltına yerşen duygularının getirdiği bir sonuç olduğunu düşünüyorum. Eee İntikam ne de olsa soğuk yenen bir yemektir.

SANTRAFOR YOK
Yıllarca Türkiye'de kaleci yetişmediğinden dert yandık. Bu gün çok şükür böyle bir durumdan muzdarip değiliz. Milli takımda oynayabilecek en 4-5 kaleci bir çırpıda sayabiliriz. Volkan,Recep,Tolga ve ya Cenk bu görevi pek ala yerine getirirler. Şimdi durum tersine dönmüş vaziyette. Milli takım için Santrafor eksikliği söz konusu. Burak'ın elinden geleni yapıyor ama sonuçta o da bir santrafor değil. Bir forvet oyuncusu. Maalesef milli takımda Saffet SANCAKLI ve Hakan ŞÜKÜR'den beri gerçek anlamda bir golcü bulamıyoruz. Şimdi modern futbolda golcü mü kaldı diye sorabilirsiniz. Evet modern futbolda her oyuncunun hücum ve yine her oyuncunun savunma yapması gerektiği bir gerçek. Ama eğer golcülere her zaman her yerde ihtiyaç vardır. Bakınız Hırvatistan'de Olic,Almanya'da Klose,İspanya'da Villa ve ya Torres.Türkiye kalecilere odaklanırken golcüleri unuttu.
MAÇ
Maç mı onu konuşmaya zaten gerek yok. 2 Dakika oynanan maçın nesini konuşalım.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Başladığı Yerde Bitti



Önce Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek gerekir. Dün akşam Sivasspor futbolun bütün gerekenlerini sahaya yansıtarak hakkettiği bir galibiyet aldı. Zaman zaman sertliğin dozunu biraz abartsalar da taktik olarak fb den maça daha hazır başladılar. İlk on bir e bakıldığı zaman ileride üç forvetle oynaması Siavasspor için handikap oluşturuyor gibi gözükse de oyun başladıktan sonra bunun bir avantaj oluşturduğu görüldü. Zira Grosıckı ve Pedriel varlıklarıyla Gökhan'ın ve Ziegler'in ileriye çıkışlarını engelliyorlardı. İlk golde yardımcı hakemin gözünün önündeki ofsaytı görememesi de Siavasspor için büyük bir avantaj oluşturdu.
Pazartesi gecesi Alex'in oyun dışında kalmasıyla saha 10 kişi kalan Fb de oyuncular 11 kişilik oynayarak Karabük engelini aşmıştı. Ancak 10 kişi ile 11 kişilik oynayan Fb li oyuncular zaten sıkıntılı günler geçirmenin yanısıra, hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorgun düşmüşlerdi. Rakibin baskılı ve sert oyununa bir de zeminin yumuşak olmasıyla Fb li oyuncuları ayakta duramaması eklenince daha ilk dakikadan itibaren işler Fb nin aleyhine işlemeye başlamıştı. Sivasspor Fb nin en önemli silahı pas trafiğini neredeyse mükemmele yakın bir şekilde engelliyordu. Toplam 90 dakika boyunca Fb üst üste 3 pası sadece bir kaç kez yapabildi.

26. Dakikada Ziegler'in sakatlanıp oyundan çıkmasıyla son haftaların hücumdaki en etkili oyuncularından Caner'in beke geçmesiyle hücum gücü biraz daha zayıfladı Fb'nin. Sağ tarafta Mehmet çırpınıyor ancak ınun da beyni ile ayakları aynı notaları çalmıyordu. İleride Bienvenu ise neredeyse yokları oynadı. Siavasspor savunması onu da sahadan silmeyi başarmıştı.
Alex'in yokluğunda hem Aykut hoca'nın hem de taraftarların büyük beklentisi olan Sezer ise sahada var mıydı yok muydu kimse anlamadı. Alex gibi bir ustanın yokluğunu maalesef iyi değerlendiremedi. Ne takımı organize edebildi,ne ileriye top taşıyabildi, ne de ayağında top tutabildi. Alex zaten sezon boyunca 2 ya da 3 maç oynamayacak. Bu fırsatları değerlendiremezseniz yedek kulübesinden de çıkamazsınız.

Dün akşam bir tek Yobo ayakta kalan isimdi Fb de. Üzerine düşen görevi sonuna kadar yerine getirmeye çalıştı ama o da bir yere kadar dayanabildi. Sezon başında olumlu bir tablo çizmeye başlayan Cristian,takımın lideri Emre maalesef dün akşam vasat bile oynayamadılar. Dün akşam sahada Alex olsa bile değişen bir olacağını zannetmiyorum. Zira Alex bile dün akşam ki yorgun Fb yi ayağa kaldıramayacaktı. Yani Fb nin Sivasla başlayan galibiyet serisi Alex olsa bile yine Sivas la bitecekti.

1 Kasım 2011 Salı

Kaptansız da olur (mu)


Dün akşam ki maç normal şartlarda her türlü Fb nin lehine olabilecek bir karşılaşmaydı. Ama dedik ya ! normal şartlarda. Bu sezon için hiç bir şey normal şartlarda ilerlemiyor Fb için. Önce malum dava, sonra yaşanan sakatlıklardan dolayı Aykut Hoca'nın bir türlü ideal 11 e kavuşamaması (Üstelik iki sakat Gökhan ve Mehmet'in sakatlık dönüşü tam olarak form tutamaması),golcülerin istenen seviyede olmaması,4 gün önce oynanan Bjk derbisinin yorgunluğu,bu sezon alınan iki beraberliğin de Kadıköy de olması bir de üstüne Alex'in 6. dakikada kırmızı kartı !
Bütün bunlar ardı ardına sıralandığı zaman maç, normal şartların olmadığı bir  karşılaşma hali alıyordu. Ancak formsuzların var güçleriyle oynaması, formda olanlarında exrta performans sergilemeri ile Fb maçtan galibiyetle ayrılmayı başardı. Hakemin  Alex'in oyun dışına yollamsı doğru ya da yanlış. Ben bunu tartışmıyorum. Ancak şu da bir gerçek ki hakem verdiği kararın etkisinde kalarak Emre'nin oyunun dışında kalma isteklerini göz ardı ederek onu oyunda tuttu. İster hakem,İster oyuncu, ister kaleci olun fark etmez. Yaptığınız hatanın etkisinde kalırsanız oyunun geri kalanında da hatalar zinciri birbirini kovalar ve hata üstüne hata yaparsınız. Bu futbolun değişmez kurallarından biridir.
Bu maç bizlere gösterdi ki Fb Alex olmadan da maç kazanabiliyor. Ama dün akşam ki maçın farkı,Fb'nin maça Alex ile başlaması ve Alex'in daha maçın başında atılması ile diğer oyuncuların geri kalan sürede daha fazla hırs,istek ve mücadele ederek oynaması. Eğer Fb maça Alex ile değilde, onun pozisyonunda mesela Özer ya da Sezer ile başlasa sonuç yine aynı olur muydu ? İşte bunda emin değilim. Bazen takımın liderinin ya da herhangi bir oyuncunun atılması(,hele  atılan oyuncunun haksız yere atıldığını diğer oyuncular düşünüyorsa) takımı ateşleyen unsurdur.  Ben  zamanında bu takıımda en fazla Alex'e karşı olanlardan biriydim. Yaptıklarına saygı ve hayranlık duyuyor ama onun zamanının geçtiğini düşünüyordum. Pozisyon için hala aynı görüşteyim. Klasik anlamda on numara pozisyonunun zamanının geçtiğini hala savunuyorum. Modern futbolda her oyuncunun on numara gibi olması gerektiği su götürmez bir gerçek. Ancak ne var ki Fb'nin mevcut oyuncu grubu içinde Alex'iz bir formata uygun olmadığını düşünüyorum. Dolayısı ile dün akşam ki skor kimseyi yanıltmasın. Şu an ki mevcut Fb kadrosu Alex olmadan uzun süre maç kazanmaya müsait değil. Yani Kaptansız olur. Ama bir bilemedin iki defa olur. Her zaman olmaz.