19 Mayıs 2012 Cumartesi

'' Gidin beyler gidin, bizde Fenerbahçe'yi yeniden kurarız.''



        Fotoğraf Altınordu futbol takımına ait. 1910 yılında Galatasaray'ın A takım kadrosuna giremeyen oyuncular ile Aydınoğlu Raşit Bey tarafından Progres  International adıyla kurulmuştur. Daha sonra adı Altınordu olarak değiştirilmiş ve bir süre sonra da Sadrazam Talat Paşa'nın takımı olmuştu. Yani İttihat Terakki'nin. Tabi arkasına iktidarın desteğini aldıktan sonra da para konusunda hiç bir sıkıntısı olmayan bir kulüp haline gelmişti.
O yıllarda Altınordu da forma giyen oyuncuların İstanbul dışında askerlik yapmamak ve cepheye gitmemek gibi lüksleri vardı. Diğer kulüplerin oyuncuların cepheden maça gelip, maçtan cepheye giderken bu vatana olan borçlarını kanlarıya öderken Altınordulu oyuncuların böyle bir kaygıları yoktu. Tabi Altınordu'nun da gözünü diktiği bazı oyuncular vardı. Bunların başında da otomobil Nuri vardı. Nuri'nin ailesi varlıklıydı ve Nuri de pek cepheye gitme taraftarı değildi. Bunun yanı sıra da müthiş yetenekli bir oyuncuydu.Yetenekli oluşu,maddi sıkıntısı olmaması onun asi oluşunun baş faktörleriydi. Ama artık yaptığı sorumsuzca davranışlar sonunda Fb yönetimi ona ihtar çeker '' Ya kulübün yoluna gir ya da sonuçlarına katlan '' denmişti kendisine. Nuri de zaten cepheye gitmemek için Altınordu'ya kapağı atmanın yolunu arıyordu. İhtarın ardından Fb yönetimini tehdit etmişti. ''Ben gidersem Fb arkamdan gelir.'' Ama yaptığı tehdite cevap çok sert gelmişti. Fb başkanı Hamit Hüsnü Bey de '' Gidin beyler gidin,biz de Fenerbahçe'yi yeniden kurarız.''
Beklemediği bir cevap alan Otomobil Nuri 6 arkadaşıyla beraber Altınordu'ya geçer.Fenerbahçe çökmenin eşiğine gelmiş takımın yaş ortalaması on beşe düşmüştü. Çoluk çocuk diye bakılan kadro ertesi hafta Anadolu maçını 7-0 kazanmıştı. Gollerin üçünü Zeki Rıza (Sporel) atmıştı.İşte Hamit Hüsnü Bey'in yeniden kurarız dediği Fenerbahçe, yeniden kurulmaya Anadolu maçıyla başlamıştı.
   
    Bir diğer girişim de 1951 yılında Adalet tarafından yapıldı yine Fenerbahçe'ye karşı. Türkiye'nin ilk özel kurum takımı olarak Adalet Mensucat tarafından kurulmuştu Adalet. Fenerbahçeli Müjdat,Halit,Mehmet Ali,Lefter,Hilmi,Samim,Selahattin ve Erol'a astronomik teklifler yapılarak Fenerbahçe'den koparmak ve Fenerbahçe'yi zayıflatmak istemişlerdi.Fenerbahçe yönetimi başta BJK olmak üzere diğer kulüplerle  antlaşma yaparak Adalet'in birinci lige alınmasını engellemişti. Bu hamle üzerine Adalet transferlerden vazgeçmiş ve bunun üstüne bir de Fenerbahçe'ye 15 bin lira tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Böylece Fenerbahçe bir Altınordu dejavusundan kurtulmuş oluyordu.

   Türk futbol tarihi bize gösteriyor ki her zaman birilerinin gözü Fenerbahçe'de oluyor.Her zaman Fenerbahçe'nin gücünü kontrol etmek ya da zayıflatmak istemişlerdir.Bu gün gelinen noktaya bakıldığında da durum 1916 dan ya da 1951 den farklı değil.Evet bu gün takımın yarısını transfer etmeye çalışmıyorlar ama kulübün başına örülen çoraplarla zaten kemik kadronun yarısının takımdan ayrılmasına sebep olabiliyorlar.

     Yine aynı şekilde yaklaşık bir yıldır dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde başkanına, takımına, futbolcusuna, camiasına ve kulübüne sahip çıkarak taraftarlığın nasıl olması gerektiğini en ince detayına kadar cümle aleme gösteren ve bu direnişi ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Fenerbahçe taraftarını halkın gözünde küçük düşürmek için mükemmel şekilde provokasyonlar düzenliyorlar. Ancak bilmedikleri bir şey var ki o da Fenerbahçenin hücum edilmez bir vücut içinde ölmez bir ruhu olduğudur. Ve bu ruhun haykırışıdır '' BİZDE FENERBAHÇE'Yİ YENİDEN KURARIZ.''

6 Mayıs 2012 Pazar

BAŞTAN SONA REZİLLİK

Özellikle yazıya fotoğraf koymadım. Çünkü bu akşam Avni Aker de yaşanan rezillikler dizisine bir katkı da ben yapmak istemedim. Fotoğraf koymaya kalksam bir tane futbola ait fotoğraf bulamazdım. Maçın başlama düdüğü çalmadan bir hafta önce başladı rezillikler. Hoş daha Trabzon'un başkanından yöneticisine teknik adamından oyuncusuna kadar aylardır verilen tahrik dolu demeçler maalesef bizlere bu günü yaşattı.
Bir başkan ! düşünün ki maçın oynanacağı hafta ''Fenerbahçe'ye yenilmemiz dünyanın sonu'' diyerek koca bir kenti galeyana getirsin. Bir başkan! düşünün ki her gün kanal kanal gezerek utanmadan gözyaşı döker gibi,bir çocuğun şekeri için ağlaması gibi ''kupa'' diyerek bas bas bağırsın. ( Bir Allah'ın kulu da çıkıp canlı yayında ''Başkanım  Fb ile puan puana geldikten sonra siz de hiç puan kaybetmediniz '' diye sormuyor.) Bir başkan ! düşünün ki yine hafta içi ''Zokora Emre'nin elini sıkmayacak.''  diye tansiyon yükseltsin.Sonra Zokora da başkanına! yalakalık olsun diye el sıkmıyor. Ya da bir teknik adam düşünün ki durumu güneydoğu olaylarına benzeterek koca bir şehre hedef göstersin. Sonra da yalandan saha içine girerek çıkan olayları engellemeye kalksın. Şenol Hoca her zaman saygı duyduğum bir insan ve teknik adamdı. Ama özellikle son haftalarda verdiği demeçler ile kimse bana hocanın tansiyonu düşürmeye, gerginliği azaltmaya çalıştığını söylemesin. Sadri ŞENER bu işin buralara gelmesinde bir numaralı kişisi ise Şenol Hocanın da  bunda payı vardır.
Hakeme söylenecek hiç bir söz yok. Zokora'nın başkanın gazıyla Emre'nin hayalarına tekme atsın sonra sarı kartla yırtsın. Daha maçın 35. dakikasında tatil edilmesi gereken maçı tatil etmeyerek tırstığını cümle aleme gösterdi.Mustafa Kamil ABİTOĞLU ,eğer sen hakemsen bende cumhuriyet savcısıyım.Sadri ŞENER başta olmak üzere tüm Trabzonspor yönetimi şimdi oturun kına yakın. Halkı kin ve düşmanlığa sevkederek futbolun altına dinamiti siz koydunuz. Unutmayın ki Yugoslavya'nın parçalanmasına yol açan savaşın da fitilini ateşleyen bir futbol maçı olmuştu.

1 Mayıs 2012 Salı

CITY ARE BACK

                       
                     Man.City : 1 
                     Man. Utd : 0