22 Ocak 2012 Pazar

Kayseri ve 58



Fb li oyuncular bu sezon kelimenin tam anlamı ile mucizeye imza atıyorlar. Çünkü geride kalan maçlara baktığımız zaman Fb nin gerçekten iyi oynadığı maç sayısı iki elin parmakları kadar değil. Bunun yanı sıra Temmuz ayından beri kulübün içinde bulunduğu durum da göz önüne alındığı zaman takımın liderin arkasından ikinci sırada olması gerçekten bir mucize. Bu mucizenin yaşanmasında birden fazla etken var. İlk günden beri Aykut Hoca'nın duruşu, oyuncuların daha fazla motive olarak geçen yıl yaptıklarını ispatlamak istercesine oynamaları,başta Alex olmak üzere takımın diğer kaptanları Emre ve Volkan'ın takııma sahip çıkmaları ve taraftarın dünya da eşine benzerine rastlanmayacak derece de kulübe sahip çıkmaları. Eğer bu faktörlerden bir tanesi bile devre dışı olsaydı camia bu güne kadar sergilediği dik duruşu gerçekleştiremezdi herhalde.
Maç herkesin beklediğinden de kolay başladı. Navarro'nun Alex e ikram ettiği gol ile Kayseri ekibi bir sıfır geride başladı oyuna. Herkes Fb nin daha rahat oynamasını beklerken oyuncular bir anda vites küçülttü ve oyunun kontrolü konuk ekibe geçti. Fb li oyuncular geçen haftaki iyi oyunun kredisini kullanmaya başladılar.
Oyunun kontrolü Kayserispor da olsa da bal yapmayan arı gibiydi. Topla oynuyor ama pozisyona giremiyordu. Hakemin verdiği hatalı kararla farkı ikiye çıkaran Alex bir anda maçı da koparmış oldu. Bu sezonun jeneriklik gollerine imza atan Stoch yine harika bir gol atarak gözleri paslanmak üzere olan seyircilerin gözlerinde ki pası aldı.



Maçtan sonra basın toplantısında gerek Volkan'a gerekse Alex'e sorulan kışkırtıcı sorulara her ikisinin verdiği yanıtlara bakılırsa oyuncularda puan silinmesindense küme düşmekten yana. Aslında bu federasyonun da diğer kulüplerin de Fb yi küme düşürecek cesaretleri yok. Zira puan silme oyunları da bunu gösteriyor. Tüm camia 58. maddenin değiştirilmesine karşı. Yapılan açıklamalar da suçluysak düşürün değilsek puanlarımıza dokunmayın şeklinde. Camia çok iyi biliyor ki federasyon ve diğer kulüpler Fb olmadan para kazanamayacaklar. Fb de madem suçluyum o zaman düşürün. İşte o zaman görün ben olmadan ne yapacağınızı diyor. Diğerleri de Fb olmadan neler olabileceğini çok iyi biliyor. Bilmeyen bir kesim var ki onlarda başkanın dan milletvekiline taraftarından bakanına saf saf konuşuyorlar. Yok kupamızmış yok ince inceymiş falan falan. Eğer derdiniz kupa ise ben size yaptırırım bir kupa koyarsınız müzeniz e .


Şu bir gerçek ki kimse Türk futbolunu düşünmüyor. Herkes kendini düşünüyor. Herkes kendi kasasını ve parasını düşünüyor. Eğer bu güne kadar Fb küme düşmediyse bunun iki nedeni olabilir. Birincisi Fb suçsuz. İkincisi hiç kimse Fb olmadan bu ligin değerinin olmadığını biliyor.

13 Ocak 2012 Cuma

Önce Filozof Şimdi De Ordinaryüs


Dünya ve Türk futbolu açısından biz futbol dilencileri son derece üzüntülü günler ve aylar geçiriyoruz. Önce yeşil sahaların filozofu olan bizim kuşağa bu harika oyunun en güzel şekilde sahaya nasıl yansılıtılabileceğini gösteren,beyaz çizgilerin çevrelediği yeşil çimlerde bir mozart gibi konçertolar verirken saha dışında da demokrasi için savaş veren Socrates göçüp gitti bu dünyadan.
Bu gün ise seyretme şansına sahip olamasak da teknik imkanların elverdiği ölçüde bir kaç dakikalık görüntülerini görme şansına sahip olduğumuz Türk futbolunun Ordinaryüs'ü ayrıldı aramızdan. Şüphesiz her ayrılık erkendir. Camiaların ve taraftarların birbirini boğazlamaya çalıştığı bu günlerde futbolla ilgilenen ve ya ilgilenmeyen herkesin adını bildiği,Fb li olan ve ya olmayan herkesin saygısını ve sevgisini kazanan bir oyuncuydu. Aslında ona oyuncu demek kendisine yapılacak en büyük haksızlıklardan biri olacaktır. Zira sadece bir oyuncuya ORDİNARYÜS lakabı takılamaz.
 
Yunan milli takımında oynama hakkı olduğu halde, hatta ve hatta Yunan milli takımında oynaması için para bile teklif edildiği halde o Türk Milli takımını tercih etmiş. 50 Defa milli formayı giyerek madalya alan ilk kişi olmuştur. Doğduğu,büyüdüğü, ekmeğini yediği topraklara olan borcunu ödemek için elinden geleni yapmıştır. Kendisini her zaman bir Türk olarak hissetmiştir.
Attığı 423 gol değildir onu efsane yapan.Onu efsane yapan değerleriydi,sadakati ve çubukluya olan sevgisiydi.

Dedelerimiz onu seyretme şansına sahip olmuş ve gördüklerine sevdalanmıştı. Biz ise onların sevdasına onların ağzından dökülen kelimelerle sevdalarına sevdalanmıştık.
Onu büyük yapan 6-7 Eylül olaylarında evine saldıranların kimliklerini bilmesine rağmen onlardan şikayetçi olmamasındandır.Onun büyüklüğü ''Nasıl Fb li olduğu sorulduğunda -Başka takım bilmediği cevabını vermesindendir.''  Onun büyüklüğü kendisi efsane olduğu halde Tuncay'ın formasını öpecek kadar  mütevazi olmasındandır.  Şimdi ne filozof kaldı,ne de takıma cerrahi müdahaleyi yapacak Ordinaryüs.
Fenerbahçe derken bile sesi titreyen,gözleri dolan Sevgili Lefter'i  saygıyla uğurluyoruz. Eğüer gideceği yerde futbol olacaksa orada da şu sözler haykırılacaktır :
Ver Lefter'e yaz defter'e
Bitti kalem,
Doldu defter
Bu alemde kral LEFTER.