8 Mayıs 2011 Pazar

İnsan Bile Denmez


İki gündür iş için İzmir'de idim. Dün itibarıyla öğleden sonra Bursa'ya doğru yola çıktık. Yol boyunca aklımız 20:00 de başlayacak Bursaspor-Beşiktaş maçındaydı. Maç saatinde evde olup keyifli bir cumartesi akşamı yaşamayı hayal ediyorduk. Susurluk'a yaklaştığımız sıralarda radyodan Bursa'da kendilerine taraftar süsü vermiş kişilerin olay çıkardığını duyduk. Radyo yayını devam ettikçe merakımız giderek artmaya başladı. Çok geçmeden maçın iptal edildiği haberi geldi. Bir an önce eve varmak istiyordum çünkü olaylara ait görüntüleri merak ediyordum.
Eve varıp ta televizyonun karşısına geçince gözlerime inanamadım. Çok değil daha geçen yıl şampiyon takımın taraftarları sokakları birbirine katıyordu. Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Ligin ilk yarısında İstanbul'da oynanan maçta çıkan olaylarda Bursaspor taraftarı buna bir misilleme yapmayı kafasına koymuştu. Ancak Bursa Valisi Sayın Şahabettin HARPUT Unicef iyi niyet elçiliğine soyunmasıyla olayların için en ideal zemin oluşmuştu. Çünkü sokaktaki simitçinin,kundaktaki bebeğin bildiğini Sayın Valinin bilmemesi herhalde iyi niyetten olmuştur.
Yazının başında kendine taraftar süsü veren kişiler tabiri kullanmıştım ama yanılmışım. Zira görüntüleri izledikten sonra olaylara sebep olanların KİŞİ dahi olamayacaklarını gördüm. Onlara taraftar demek sporun ruhuna aykırıdır. Hatta onlara insan demek bile ayıptır. Devletin polisine kaldırım taşı fırlatan,pala sallayanlar insan dahi olamaz. O mahluklar yüzünden tertemiz kalbiyle maça gidenlerin de canı yandı. Bir baba çocuğunu almış maça götürmüş. Ancak onlar da polisin sıktığı biber gazından etkilenmiş olayların ortasından kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Şimdi bu baba çocuğuna sporun dostluk barış kardeşlik olduğunu nasıl anlatacak. Bu konuda oğlunu nasıl ikna edecek.
Çok kısa bir süre sporda şiddet yasası çıktı. Tesadüf bakın ki bu yeni yasayı uygulayabilmek için federasyona,hükumete,kulüplere ve bize inanılmaz bir fırsat çıktı. Dünkü olaylara bu kurumların ve bizlerin nasıl tepki ve ceza vereceği Türk sporunun geleceğini tayin edecek. Şimdi yasanın yetki verdiği kişi ve kurumlar gerçekten kimseyi kayırmadan cezai yaptırımları uygularsa bundan sonra meydana gelebilecek olayların önüne geçebiliriz . Türkiye'den de bir Margaret THATCER çıkması için Heysel faciası yaşanmasına gerek yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder