9 Mayıs 2011 Pazartesi

GÖKHAN-ALEX-MEHMET


Fb bir virajı daha döndü. Üstelik çok sert ve tehlikeli bir virajdı Karabük deplasmanı. Maç başladığında geçen haftalara nazaran biraz düşük tempo ile başladı Fb. Karabükspor ilk on dakikada iki net fırsat yakaladı ancak bunları değerlendiremedi. Zaten ondan sonra da fazla atak yapmayıp oyunu kendi yarı alanlarında kabul etmeyi tercih ettiler.Öyle ki İlhan Parlak bile çoğu zaman sol bekmiş gibi savunma yapıyordu. Devre arasına kadar Fb nin yakaladığı bir-iki net pozisyon dışında da başka pozisyon olmadı. Gerçi her ne kadar Karabükspor atak yapmayı pek düşünmese de Fb de buna izin vermedi. İlk yarı sonunda koşu mesafelerine bakıldığı zaman Karabüklü oyuncuların rakiplerinden 5,5 km fazla koştuğu gözleniyordu. Bunun nedenlerinden biri de Fb lilerin topu konrtol edip Karabüklü oyuncuları topun peşinden koşturmasıydı. Nitekim ilk 45 dakikada topla oynama yüzdeleri %61 Fb , %39 Karabük şeklinde idi.
İkinci yarının başlaması ile Fb biraz daha önde oynamaya ve biraz daha fazla baskı kurmaya başladı. Emre'nin biraz daha hücuma yönelik oynaması,sağ kanadın ilk yarıya oranla biraz daha fazla ofansif katkı sağlaması Fb adına pozisyonları getiriyordu.  Hemen hemen tüm oyuncular ikinci yarıda galibiyeti daha fazla istediler.

Santos ve Stoch savunma anlamında çok iyi olmasalar da hücumda etkili idiler. Selçuk uzun bir aradan sonra forma giydi. Ancak görüldü ki güven konusunda bir sıkıntısı yoktu. Ancak bu akşam ki galibiyetin üç ana unsuru vardı. O da Gökhan,Alex ve Mehmet idi. Alex bence Fb ye geldiği günden beri şampiyonluğu hiç bu sene istediği kadar istememişti. Bu sene bir başka oynuyor Alex. Belki geçen hafta ki kadar etkili değildi ama Lugano ya öyle bir pas attı ki , bu akıl fışkıran pası ayakta alkışlamak gerekir. Herkes hafif bir falsolu vuruşla topu ortalayacağını düşünürken o, yerden bir kesmeyle birazda Muhammed' in hatasından dolayı Lugano'ya golü attırdı. İkinci ise Gökhan. Bu çocukta ki ciğer sayısını tahmin etmek kolay değil. Bir bakıyorsunuz rakip ceza sahasında bindirme yapıyor,bir bakıyorsunuz savunmada Lugano'nun kademesine giriyor. Yorulmak nedir bilmiyor. Metin DİYADİN'e böyle bir oyuncuyu Türk futboluna kazandırdığı için teşekkür etmek gerekir. Son olarak Mehmet TOPUZ. Şu bir gerçek bu takımda maçı en kısa sürede koparmayı en çok Mehmet istiyor. Başlama düdüğü ile beraber hemen hücum prese başlıyor ve bir an önce golü bulmak istiyor. Bu takımda ki en yetenekli oyuncu değil belki ama maçı kazanmayı en çok isteyen oyuncuların başında geliyor. O da tıpkı Gökhan gibi hiç durmadan bir ileri bir geri yorulmak nedir bilmeden adeta kendini yırtıyor. Sanki şampiyonluk sadece öna bağlıymış gibi. Kötü oynamamak için elinden geleni yapıyor. Kötü oynadığı maçlar yok mu ? Elbette var, Ama koşmadığı,mücadele etmediği maç yok Mehmet'in.
Sonuç olarak Ts da kazanmasıyla lig yarışında tansiyon iyice arttı. Kalan son iki haftaya inanın kalp dayanmaz. Bakalım Fb yine okyanusu geçip derede mi boğulacak yoksa eline geçmiş olan bu fırsatı 3. seferde değerlendirip kupayı mı kaldıracak. Bunu öğrenmek için 180 dakika daha sabretmemiz gerekiyor.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder