26 Ağustos 2011 Cuma

Gracias y Despedida



Sonunda gitti. Fenerbahçe taraftarının sevgilisi,cesur yüreği,yaramaz çocuğu sonunda gitti. Fenerbahçe kulübü yaptığı açıklama ile Paris St Germain ile Lugano için 3 milyon euroya anlaştığını spor kamuoyuna duyurdu. Peki Lugano'nun değeri 3 milyon mudur ? Tabi ki değildir. Ama zamanında menajerinin yaptığı uyanıklık sayesinde neredeyse bedava denilecek bir ücrete ayrıldı. Ama hiç değilse para kazandırarak ayrılıyor kulüpten.Yaşanan süreçte zaten senelerdir her transfer döneminde gideceği konuşulan Lugano'nun takımdan ilk ayrılacak oyuncu olacağı zaten bekleniyordu. Fakat eminim bu sefer istemeye istemeye ayrılıyordur. Eminim bu sefer hiç gitmek istemiyordur. Ama kader onu, ayrılıp avrupa da kariyer yapmak istediği zaman değil istemediği zaman ayırıyor onu çok sevdiği takımdan.
Daha dün gibi hatırlıyorum. Fb Denizli deplasmanında şampiyonluğu kaybetmiş,son on yılın ilk büyük travmasını yaşamıştı. Bu travmayı atlatmak için takımın başına futbol efsanesi Zico getirilmişti. Servet ve Luciano'dan oluşan tandemi değiştirmek için transfer çalışmaları yapıyordu yönetim. Basında Sao Poulo'nun başarılı ve genç stoperi Lugano'nun ismi anılmaya başladığında Zico da mikrofonlara onun için ''Güney Amerika'nın en iyi stoperi takımımda tabi ki görmek isterim.'' diyordu. Ve o G.Amerika'nın en iyi stoperi kısa bir süre sonra Fb ile resmi sözleşme imzalamıştı. İlk geldiği günlerde bizim futbol ulemalarının her zaman yaptığı gibi beğenilmiyor kendisine de her türlü futboldan uzak yakıştırmalar yapılıyordu. Ancak zamanla o kalitesini kanıtlamış hem Fb taraftarının sevgisini hem de rakip taraftarların saygısını ve aynı zamanda nefretini kazanmıştı.Fb taraftarı onu terinin son damlasına kadar savaşmasından,mücadeleden vazgeçmemesinden, hırsından, giydiği formayı kutsal saymasından, rakiplerine sahayı dar etmesinden ve skora yaptığı katkıdan dolayı çok sevmişti. Alan savunması yaparken sık sık yavaş kalıyordu ama söz konusu adam markajı olunca gerçekten rakiplerine nefes aldırmıyordu. Chelsea ile oynanan ŞL maçında Drogba'yı adeta sahadan silmişti. O yıl rakiplerinin  korkulu rüyası olan Drogba,Lugano karşısında yokları oynamıştı.
Tabi kendi taraftarı için vazgeçilmez bir sevdanın sevdası olan lugano rakip taraftarlar için de kıskançlığın getirmiş olduğu nefret edilen bir oyuncu idi. Herkes onun çirkef ve provakatör olduğunu savunuyordu. Belki haklı oldukları noktalar vardı. Özellikle Gs ile oynanan maçlarda rakip oyuncuları ve taraftarı kızdıracak hareketler yapıyordu. Ama aynı zamanda hemen hemen tüm takımların taraftarları onu kendi takımlarında görmek istiyorlardı. Bunu sesli olarak itiraf etmiyorlardı ancak içten içe kendilerine bunu haykırıyorlardı.
Fb ye geldikten sonra da futbolunu geliştirmesi,Fb ile kazandığı lig şampiyonlukları,ŞL de çeyrek final başarısı,Milli takımla dünya üçüncülüğü ve Copa Amerika'nın kazanılması onun pazarını iyiden iyiye arttırmıştı. Bir gün gidecekti. Bu Fb taraftarlarının görmek istemediği bir kabustu. Ancak kaçınılmaz son bu yıl geldi hem de hiç kimsenin istemediği bir biçimde. Hem de her iki taraf için olmayacak bir zamanda. Kampa katılmadan önce Fb nin ligden düşmesi halinde takımdan ayrılacağını açıklamıştı. Belki de bu beyanat sayesinde Fb taraftarı onun bu yıl ki ayrılışına kendini hazırlamıştı.
Bu ayrılışın daha başka ayrılıkları tetikleyeceği bir gerçek. Bundan sonra Niang,Dia,Santos ve hatta Gökhan da ayrılabilir. Hayırlısı neyse o olsun. Herşeye rağmen Teşekkürler (Gracias) ve Elveda(Despedida) Alfredo Fb taraftarı seni hiç unutmayacak.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder