26 Haziran 2011 Pazar

Şimdi Ruhun Vücuda İhtiyacı Var



2002 Yılında sessiz sedasız Fb'ye transfer olduğunda kimse bu gencecik çocuktan çak fazla şeyler beklemiyordu. Ancak o zaman içinde hırçınlığı, agresifliği, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, yenilgiyi kabullenmeyen yapısı ile Fb taraftarının gönlünde çok zor ulaşılabilecek bir mertebeye erişti. ManU'ya attığı üç gol ile artık avrupa'nın da dikkatini çekmeye başlamıştı. O artık Fb'nin ruhuydu. Zico ile 100. yolda kazanılan şampiyonluktan sonra sözleşmesi bitti ve herkesinde beklediği gibi yoluna avrupa'da devam etmeye karar verdi. Ancak ne var ki herkes Tuncay'ın Avrupa'nın devlerine olmasa da bir alt derecedeki kulüplerine transfer olmasını umut ediyordu. Fakat Tuncay biraz daha alt seviyedeki bir takıma gitmeyi tercih etti.
Başkan Aziz YILDIRIM gitmemesi için her türlü fedakarlığı yapmak istiyordu ama Tuncay gitmeyi kafasına koymuştu. Hatta kendisine '' Kal, Roberto CARLOS'a kaptalık yap.'' dedi ama nafile. Gitti. Gitmek tabi ki en doğal hakkıydı. Fakat camia kendisinden onu Tuncay yapan Fb'ye katkı yaparak gitmesini istiyordu. Zaten Başkan Aziz YILDIRIM da kendisine asıl kızgınlığı kulübe para kazandırmadan gitmesiydi. Bu konuda da yalnız değildi. Fb taraftarının en az yarısı da Başkan gibi düşünüyordu.
O gittikten sonra kamuoyunda Fb'nin ruhunu kaybettiği söyleniyordu. Gerçekten de Tuncay gittikten sonra onun gibi takımı ateşleyecek,mağlubiyeti kabullenmeyecek,takım yere düşünce ayağa kaldıracak,isyan edecek bir oyuncunun eksikliği fazlasıyla hissedilir olmuştu. Özellikle Aragones döneminde taraftarından malzemecisine herkes onu arıyordu.
Herkes onu arıyordu ama o da yavaş yavaş kendini aramaya başlamıştı. Stoke City de geçen kötü performansın ardından Wolfsburg'da da beklenileni veremiyordu. Azerbaycan mağlubiyetinin ardından soyunma odasında Hiddink'in '' Seni tekrar milli takıma çağırmam için bana tek bir sebep söyle .'' demesi artık son sözün söylendiği nokta idi. Artık eski Tuncay gitmiş, yerine kimsenin tanıyamayacağı bir Tuncay gelmişti. Geçtiğimiz hafta içinde Tuncay'ın Samandıra'da tesislere gelmesi akıllara Fb'ye mi dönüyor sorusunu getirirken kamuoyu da ikiye bölündü. Aslında tam da eşit olarak ikiye bölünmedi. Büyük bir kesim gelmemesinden yanaydı çünkü. Gelmesini istemeyenlerinde büyük bir kısmı bonservissiz gittiği için kızıyordu ona. Ben ve benim gibi düşünenler de performans açısından istemiyor onu. Eski performansı yerinde olsa ben bonservis verilmesine itiraz etmem. Ama iki yıldır top oynamayı aklına getirmeyen bir oyuncuyu da bedava verseler istemem. Şimdi devran döndü. Eskiden,çok değil daha iki yıl önce ruhunu kaybeden takım artık o ruha ihtiyaç duymuyor. Şimdi ise o gitti denilen ruh kendine bir vücut arar oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder