16 Ocak 2011 Pazar

Başlamasın

Bu yazı yazılırken Barca ikinci golünü henüz atmıştı.Üç dört dakikalık bir pas trafiğinin ardından Mess'nin ara pasında Villa kalecinin bacak arasından Barça'nın ikinci golünü kaydetmişti. Muhtemelen maçın ilerleyen dakikalarında fark daha da açılacak.
Barça-Malaga maçı bu gün seyrettiğim dördüncü maç. Sunderland-Newcastle ve Fb- Samsun maçlarını da yarım yamalak izleme fırsatı buldum. Bu iki maçı da sayarsak toplam altı eder. Önem sıraları açısından farklılık gösterse de hepsi kendi içinde ayrı bir öneme sahip maçlardı. Sunderland-Newcastle ve Liverpool-Everton maçları birer derbi idi. ManU-Tottenham maçı ise iki takımın ligde ki konumları açısından ayrı bir önem taşıyordu. Dün akşam Man. City'nin kazanmasından sonra MANU'nun mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Tottenham da yarışın içinde kalmak istiyordu. Madrid Almeria karşısında galip gelip liderlik hesapları yapma peşindeydi. Bu maçlar arasında en önemsiz maç Fb-Samsun maçıydı ve önemsiz olduğunu her dakikasında seyircilere hissettirdi. Eskiden süper lig araları çok uzun gelirdi ve bitmek bilmezdi benim için. Ancak bu akşam ki maçları seyrederken belki de lig arasının daha uzun olmasının daha doğru olacağı hissine kapıldım. Çünkü bütün maçlar beni fazlasıyla futbola doyurdu. Mücadele,tempo,gol,hırs,heyecan. Kısacası her şey vardı. Dolayısı ile bizde Karadeniz'in yeniden dalgalanmasında,Anadolu'nun devriminde,üç büyüklerin küçük oyunlarında olmayan ne varsa bu akşamki maçların hepsinde vardı.Ya bizi kandırıyorlar ya da biz hep kendimizi kandırıyoruz. Şahsım adına bundan sonra lig arasının daha uzun olmasını temenni ediyorum. Hatta mümkünse takım sayısı 18 den 16 ya düşürülsün,ilk yarı kasım sonu bitip şubat başı başlasın. Böylelikle bizi futbola doyuran maçlara daha fazla vakit ayırabilir ve gözlerimize fazla haksızlık etmemiş oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder