3 Eylül 2012 Pazartesi

SORUN SAHA İÇİ DEĞİL


Fenerbahçeli yerli, yabancıları gözden geçirdiğimizde kağıt üstünde harika isimler. Yerlilerden Volkan,Mert,Gökhan,Hasan Ali,Mehmet Topal,Egemen Türk milli takımının,Kuyt Hollanda,Sow Senegal,Yobo Nijerya ve Stoch Slovak,Krasic de sırp milli takımının oyuncuları. Alex milli değil ama onun da kalitesi belli zaten tartışmaya gerek yok. Kağıt üstünde bir Real Madrid ve ya Milan değil kabul ediyorum ama yine de bireysel olarak analiz edildiğinde her teknik adamın kadrosunda görmek istediği isimler. Böyle bir kadroyu elinde bulunduran hoca rahat bir şekilde başarıların hayalini kurabilir. Ancak iş sahadaki oyuna geldiği zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor. Fb nin geride bıraktığı sekiz maçta sadece deplasmanda Waslui ve Kadıköy'deki Antep maçında galip gelebildi. Tabi O maçlarda da Wasluinin kaçan penaltısını ve Antep'in skor 2-0 a gelene kadar baskılı oyununu unutmamak gerekir.
Spor basınının bazı kesimi tarafından Yeniköy de kasaplık mertebesine yükseltilip daha sonra Türk spor tarihinin en baba tazminatını alarak Madrid'te kasap zinciri kuran daha sonra futboldan anlamayan İspanyollara bir Dünya, iki de Avrupa şampiyonluğu yaşatan Del Bosque Los Galaktikos'u çalıştırırken kağıt üstündeki yıldızlardan nasıl bir takım oluşturulacağı dersi vermişti.
Her zaman iyi ve pahalı oyuncularla başarı yakalamaya bilirsiniz ama iyi oyuncularla yakalama şansınız her zaman daha fazladır. Önemli olan onları egosunu yönetebilmektir. Ben Aykut Kocaman bu egoyu yönetemiyor demiyorum. Zira öyle olsaydı ilk sene şampiyonluk ikinci yılda da Türkiye kupası zaferi gelmezdi. Ancak bir gerçek var ki bu oyuncular tam kapasitelerini sahaya yansıtmıyorlar. Takım son yılların en önemli maçına çıkarken Alex'in mesajlarını konuşuyor. Genellikle maçların ilk kırk beş dakikası boşa geçiriliyor.Kalan 45 dakikada birşeyler için çabalamakla geçiyor. Dolayısıyla oyun anlamında da sistem anlamında da birşeyler görme imkanımız pek olmuyor. Tatmin etmeyen bir oyun ve arzu edilmeyen bir skorun ardından da sezon başlamasına rağmen transfer haberleri de bazen  transferler de arka arkaya geliyor. Son yıllarda nedense hiçbir zaman sezon başı kampımıza takımımızın son haliyle gidemedik. lig başladıktan sonra bile kadro inşaatımız devam etti. oysa ki kadro mühendisliği denen kavram gereği istediğiniz transferleri yapın ya da yapamayın sezon başı kampınıza takımınızın son haliyle gitmesi gerektiği gerçeğini göz ardı ettik. Böyle olunca da her maç sonrası eleştiri, her maç sonrası transfer ve her transfer bir önceki maç eleştirilen oyuncuların moral motivasyon açısından çöküşe girmeleri kaçınılmaz oluyor.
Ancak  her transfer de soruna ilaç olmuyor. Fb nin bu sezon ki sorunu saha dışı organizasyonu. Oyuncular da ki kafa karışıklığı doğal olarak sahaya yansıyor. Aykut Hoca'nın sahadaki oyuna değil, maç dışında kalan zamanlara çare bulması gerekiyor. Tabi sadece hoca'nın değil başkanından,yardımcı antrenörüne kadar asıl kafa patlatılması gereken konu bu. Yoksa istediğiniz kadar transfer yapın saha dışını halletmedikçe saha içinde bir şey elde edemezsiniz. Gs'ın geçen yılki başarısınıın ardında da temel olarak bu yatmaktadır. Saha dışında huzurlu olan oyuncu sahaya performasının %100 e yakınını yansıtabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder