21 Eylül 2012 Cuma

Ne Yaptın HOCAM


Üzüntülü değilim. Ya da belki üzüntülüyüm ama farkında değilim. Farkında değilim çünkü sinirim üzüntümün önüne geçti. Bu kaçıncı ? Bu gün herkes Türkiye de Fenerbahçelisi,Galatasaraylısı,Beşiktaşlısı, Bursasporlusu, hatta çatladıkkapısporlusu bile dün akşam ki hayal kırıklığını konuştu bugün. Beş yaşındaki çocuktan futbolu adı gibi bilen futbol adamlarına kadar kimse dün akşam olan bitene bir anlam verememişti. Aykut Kocaman düşmanlarına yeni bir fırsat daha doğarken benim gibi her fırsatta Hoca'ya desteğini esirgemeyen futbol sevdalıları bile ne diyeceğini şaşırdı. Sen Aykut KOCAMAN çocukluğumuzdan geçliğe geçiş döneminde attığın  gollerle bizi sevindiren, yokluğunda kara kara düşündüren, üç sıfırdan dört üçe dönen maçta isyan fitilini ateşleyen, Trabzon'da maçtan bir gün evvel kulüpten gönderileceğin sana bildirilmişken nasıl bir Fenerbahçeli olduğunu ispatlayarak şampiyonluk golünü atan, KOCAMAN umutlarımızın sahibi olan bir kahramansın. Ama ne yaptın be Hocam. Her ne kadar futbol kamuoyunun takdirini toplamasan da bence dün akşam oyunun geneline baktığımız da aslında istediklerinin çoğunu sahaya yansıtan bir takım vardı sahada ama ne olduysa son on dakikada oldu. Skor iki sıfıra gelmişken hatta gollerden birini de kaptan Alex atmış ve iyice maorallenmişken sen yine Alex-Aykut KOCAMAN gerginliğini  manşetlere taşıyacak futbol ukalalarının ekmeğine yağ sürdün. Ben senin kadar futbolu bilmem. Sadece kendi çapında yazan bir futbol severim. Alex'i  oyundan almayı kafana koydun ama hiç değilse on dakika daha morali üst seviyede olarak sahada tutsaydın. Ya da madem Alex'i aldın iki dakika sonra neden Sow'u dışarı çıkartıyorsun. Sow hem rakip stoperleri geride tutuyordu hem de maç tam onun istediği kıvama gelmişti. Alex'in yerine Stoch'u alarak onun koşu yoluna paslar atmasını sağlayabilirdin. Sow'un yerine girecek adam Bienvenü müdür Allah aşkına ? Veya Sow'u çıkaracaksın Alex'i ilerde kullanarak ileride top tutmayı sağlayabilirdin. Tüm bunlar benim aklıma geldiyse senin de mutlaka gelmiştir. Gelmiştir ama uygulamayı neden böyle yapmadın maçın bitiş düdüğünden beri aklımı kemiriyor.Seni destekleyen kadar Fb nin başında olmanı istemeyenler de var. Bense yıllardan beri takımın başına geçeceğin günü iple çekerdim. Geldiğin gün benim bayramım olmuştu. Sana olan inancım bir gün olsun bile eksilmedi. Hala da  sana da inancım tam. Kaybedilen puanlardan sonra gerek medya gerekse taraftarlar seni yerin dibine sokarken ben senin futbol bilgine ve Fenerbahçeyi bugüne kadar en fazla seven Teknik Direktör olmana inanarak hep bir bildiğin vardır dedim. Hala da söylediklerim konusunda inancım tam. Ama dün akşam Ne Yaptın HOCAM ?

17 Eylül 2012 Pazartesi

Hem İyi Hem Kötü


Daima söylerim. Futbolda taktiklerin geçerliliği başlama düdüğü çalana kadardır. İlk dakikalarda atacağınız ve yiyeceğiniz bir gol oyun planlarınızı değiştirebilir. Tıpkı dün akşam olduğu gibi. Fb nin yediği gole tamamen şanssızlık olduğunu söyleyemeyiz. Tamam topun Meireless'e çarparak direkten içeri girmesi şans ama Gökhan'ın kalitesinde bir oyuncunun basit bir şekilde topu kaptırarak ceza alanının hemen köşesinde hatayı hata ile telafi etme adına yaptığı faul de ona hiç yakışmadı. Daha ilk dakikalarda yenik duruma düşen Fb ilk yarının sonuna kadar oyunu domine ederek Mersin üzerinde müthiş bir baskı kurdu. Eğer ilk yarıda Fb nin öne geçecek golleri bulamaması tamamen M.İ.Y kalecisinin bireysel becerisi. Alex'in vuruşunu ve Gökhan'ın yakın mesafeden kafa şutunu mükemmel çıkardı. Fb de Meireless'in gelişi ile M.Topal'ın performansının artması,M.TOPUZ'un bitmek bilmeyen enerjisi,takımın golü bulma arzusu ve bu bağlamda oyunun kontrolünün ele alıp sürekli öne doğru oynaması dün akşamın iyi notu alacak unsurlarıydı.
 Ama işin bir de kötü tarafı var. Perşembe akşamı Marsilya ile Avrupa macerasına başlayacak olan Fb de henüz Stoch'un hazır olmayışı (Hele Krasiç'in sakat olduğu dönemde), Alex'in oyunun büyük bir kısmında sorumluluk almaması,beraberliği sağladıktan sonra ikinci yarıda daha fazla rakibin üstüne gitmesi beklenen takımın beraberliğe razı gibi bir oyun sergilemesi,Nokta santrafor özelliği olmayan Kuyt'tan verim alınamaması. Eğer dün akşam özellikle ikinci yarıda oynana oyun perşembe akşamı da devam ederse sonuç Fb açısından pek de iç açıcı olmayacaktır.

13 Eylül 2012 Perşembe

Metin'e Veda


Seni ilk defa siyah beyaz bir filmde görmüştüm. Yaşım seni yeşil sahalarda seyretmeye yetmemişti. Yeşil zemin yerine siyah beyaz bir camın arkasında bile mükemmel top oynuyordun. Hele filmin bir sahnesinde zengin kayın pederine  posta koyup para yerine futbol aşkını tercih ediyordun ya ! İşte o sahne de futbola ve takıma olan sevdanın ne anlama geldiğini anlamıştım. İkimiz de aynı renklere aşık değildik ama ortak yanlarımız da yok değildi.Futbola sevgimiz ortaktı. Bir de  ikimizde sarıyı seviyorduk. Sen sarının yanına kırmızıyı koymuştun ben ise laciverdi. Ama olsun hiç değilse sarı ortaktı. Bir de tabi ki futbol tutkusu. Sevenleri üzmeyelim baba demiştin ama aniden Cennetspor'a transfer olunca bizi üzdün. Huzur içinde yat kaptan 

3 Eylül 2012 Pazartesi

SORUN SAHA İÇİ DEĞİL


Fenerbahçeli yerli, yabancıları gözden geçirdiğimizde kağıt üstünde harika isimler. Yerlilerden Volkan,Mert,Gökhan,Hasan Ali,Mehmet Topal,Egemen Türk milli takımının,Kuyt Hollanda,Sow Senegal,Yobo Nijerya ve Stoch Slovak,Krasic de sırp milli takımının oyuncuları. Alex milli değil ama onun da kalitesi belli zaten tartışmaya gerek yok. Kağıt üstünde bir Real Madrid ve ya Milan değil kabul ediyorum ama yine de bireysel olarak analiz edildiğinde her teknik adamın kadrosunda görmek istediği isimler. Böyle bir kadroyu elinde bulunduran hoca rahat bir şekilde başarıların hayalini kurabilir. Ancak iş sahadaki oyuna geldiği zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor. Fb nin geride bıraktığı sekiz maçta sadece deplasmanda Waslui ve Kadıköy'deki Antep maçında galip gelebildi. Tabi O maçlarda da Wasluinin kaçan penaltısını ve Antep'in skor 2-0 a gelene kadar baskılı oyununu unutmamak gerekir.
Spor basınının bazı kesimi tarafından Yeniköy de kasaplık mertebesine yükseltilip daha sonra Türk spor tarihinin en baba tazminatını alarak Madrid'te kasap zinciri kuran daha sonra futboldan anlamayan İspanyollara bir Dünya, iki de Avrupa şampiyonluğu yaşatan Del Bosque Los Galaktikos'u çalıştırırken kağıt üstündeki yıldızlardan nasıl bir takım oluşturulacağı dersi vermişti.
Her zaman iyi ve pahalı oyuncularla başarı yakalamaya bilirsiniz ama iyi oyuncularla yakalama şansınız her zaman daha fazladır. Önemli olan onları egosunu yönetebilmektir. Ben Aykut Kocaman bu egoyu yönetemiyor demiyorum. Zira öyle olsaydı ilk sene şampiyonluk ikinci yılda da Türkiye kupası zaferi gelmezdi. Ancak bir gerçek var ki bu oyuncular tam kapasitelerini sahaya yansıtmıyorlar. Takım son yılların en önemli maçına çıkarken Alex'in mesajlarını konuşuyor. Genellikle maçların ilk kırk beş dakikası boşa geçiriliyor.Kalan 45 dakikada birşeyler için çabalamakla geçiyor. Dolayısıyla oyun anlamında da sistem anlamında da birşeyler görme imkanımız pek olmuyor. Tatmin etmeyen bir oyun ve arzu edilmeyen bir skorun ardından da sezon başlamasına rağmen transfer haberleri de bazen  transferler de arka arkaya geliyor. Son yıllarda nedense hiçbir zaman sezon başı kampımıza takımımızın son haliyle gidemedik. lig başladıktan sonra bile kadro inşaatımız devam etti. oysa ki kadro mühendisliği denen kavram gereği istediğiniz transferleri yapın ya da yapamayın sezon başı kampınıza takımınızın son haliyle gitmesi gerektiği gerçeğini göz ardı ettik. Böyle olunca da her maç sonrası eleştiri, her maç sonrası transfer ve her transfer bir önceki maç eleştirilen oyuncuların moral motivasyon açısından çöküşe girmeleri kaçınılmaz oluyor.
Ancak  her transfer de soruna ilaç olmuyor. Fb nin bu sezon ki sorunu saha dışı organizasyonu. Oyuncular da ki kafa karışıklığı doğal olarak sahaya yansıyor. Aykut Hoca'nın sahadaki oyuna değil, maç dışında kalan zamanlara çare bulması gerekiyor. Tabi sadece hoca'nın değil başkanından,yardımcı antrenörüne kadar asıl kafa patlatılması gereken konu bu. Yoksa istediğiniz kadar transfer yapın saha dışını halletmedikçe saha içinde bir şey elde edemezsiniz. Gs'ın geçen yılki başarısınıın ardında da temel olarak bu yatmaktadır. Saha dışında huzurlu olan oyuncu sahaya performasının %100 e yakınını yansıtabilir.